Uluslararası Katılımlı Türk Toraks Derneği 22. Yıllık Kongresi‘nde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Aykaç, Türkiye’deki hava kirliliğine yönelik çok önemli açıklamalarda bulundu.
Aykaç, hava kirliliğinin anne karnından başlayarak insan yaşamını ciddi anlamda tehdit ettiğini belirterek, bir an önce alınması gereken önlemleri anlattı. Aykaç ayrıca, İstanbul’un hava kirliliği bakımından en kritik yerlerinde ölçüm yapılmadığını da sözlerine ekledi. Türk Toraks Derneği’nin Türkiye’nin hava kirliliği raporuna dair paylaştığı verilerde ise Türkiye’de havası en temiz ilin hangisi olduğu açıklandı.
Uluslararası Katılımlı Türk Toraks Derneği 22. Yıllık Kongresi, Antalya’da gerçekleşti. Bu yıl “Sağlıklı Nefes, Sağlıklı Dünya” sloganıyla düzenlenen kongrenin basın toplantısında uzmanlar önemli konulara değindi. Toplantıda değinilen en kritik konular iklim değişikliği ve hava kirliliği tehlikesi oldu. Basın toplantısında konuşan Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Aykaç, yapılan ölçümlerde DSÖ’nün ölçümlerine göre havası temiz olan tek şehrin Ardahan olduğunu açıkladı.
İşte Akyaç’ın o açıklamaları:
Temiz hava solumanın önemli bir insan hakkı olduğunu düşünüyoruz ve ‘Sağlıklı nefes, sağlıklı dünya’ bu seneki kongredeki sloganımızdı. Biliyoruz ki, her sabah kötü bir havaya uyanıyoruz. Hava kirliliği ne yapıyor? Aslında gebelikten başlayarak, anne sağlığından başlayarak, anne karnındaki çocuktan başlayarak etkiliyor. Düşük kilolu bebekler, otizmli bebekler, akciğerleri gelişmemiş bebekler doğuyor ve ölü doğumlar artıyor. Ayrıca astım, enfeksiyonlar ve kanserlerle karşı karşıyayız. Bu çok ciddi bir sorun aslına bakarsanız. Bu sene bizim kongreye getirdiğimiz haritalarda Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre temiz hava olarak adlandırılan tek ilimiz Ardahan. Yani tüm illerde yaşayanlar kirli hava soluyarak uyanıyorlar sabahları. Bu önemli bir sorun, yeni belediye seçimleri oldu bu konuda sizlerin yardımınıza ihtiyacımız var; sağlıklı bir dünyada sağlıklı bir Türkiye’de doğsun çocuklar, daha sonrasında kanser olmasınlar, KOAH hastası, otizmli, Alzheimer hastası, tip-1, tip-2 diyabet olmasınlar diye…
Dr. Öğrt. Üy. Aytaç, yapmış olduğu açıklamalarda ayrıca, bazı bölgelerde yeterli ölçüm yapılmadığına değindi ve bir an önce hava kirliliği konusunun Türkiye’de gerekli öneme kavuşması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
Türkiye’nin yaklaşık yüzde 80’i fosil yakıtlardan enerjisini sağlıyor. Artık fosil yakıtlardan vazgeçmemiz, yenilenebilir enerjiyi baz almamız gerekiyor. Çünkü biliyoruz ki karbondioksit sera gazlarını artırıyor, hem hava kirliliğine ve olumsuz etkilere yol açıyor hem de iklim krizini tetikliyor. Şehirlerimizde daha çok yeşil alanlar yaratmalıyız, yüksek binalar yerine kentlerin nefes alabileceği düşük katlı binalar yapmalıyız, ekolojik dengeyi öne koyan temiz yakıt kullanımını artırmalıyız, yaşam koşullarını iyileştirmeli örneğin bisiklet kullanımını artıracak projeler yapmalıyız.
“Temiz olan bölgelerde/illerde ölçüm yapılırken, kirli olan bölgelerde/illerde yapılmıyor…”
Türkiye’de Çevre Bakanlığı’nın bir sitesi var ve 300’ün üzerinde istasyon var. Yaklaşık 211 istasyon çalışır durumda. Aslında geçen seneki temel sorun her 4 istasyondan birinin ölçüm yapmamasıydı. Yani bir yılın yüzde 75’in altında ölçüm yapılıyor. Mesela İstanbul’da 30 istasyon var ama bunlardan düzenli ölçüm yapan sadece 9 istasyon var. Esenyurt, Göztepe gibi ilçeler hava kirliliği inanılmaz yoğun olduğu yerler ama buralarda ölçüm yapılmıyor. En temiz alanlar ise Şile, ama burada ölçüm sorunu yok.
DSÖ’nün verileri ile karşılaştırdığınız zaman Ardahan dışında temiz havaya sahip olan hiçbir ilimiz yok. Bursa’da, Muğla’da, Kahramanmaraş’ta ise ciddi anlamda kirlilik var.
Her 4 İstasyondan Biri Yeterli Derecede Ölçüm Yapmıyor…
Türk Toraks Derneği’nin paylaştığı verilere göre Türkiye’nin birçok yerinde yetersiz ölçüm yapılıyor. İşte o veriler:
2018 yılında ölçüm yapılan istasyon ve kirlilik takibi yapılan gün sayısı azaltılarak çözülmüştür. 2017 yılında yetersiz ölçüm yapılan istasyon sayısı 26 iken, bu değer 2018 yılında 48’e yükselmiştir. Başka bir ifadeyle; 2018 yılında Türkiye genelinde bulunan her dört istasyondan birisi yeterli düzeyde ölçüm yapmamıştır. Ölçüm yapmayan istasyonların hava kirliliğinin yoğun olduğu bölge ve dönemlerde ölçüm yapmaması dikkat çekicidir.
Türkiye’de Sadece 27 İlin Havası Temiz…
Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği sınır değerlerine göre daha yüksek değerleri partiküler madde (PM10) yönünden “temiz” kabul eden ulusal mevzuata göre dahi sadece 27 ilimizin (yüzde 33) havası ‘’temizdir”. Başka bir ifadeyle; ulusal mevzuatımızın DSÖ verilerine göre oldukça yüksek olan sınır değerlerine göre dahi her üç ilimizden sadece birisinin havası sınır değerlerini aşmamaktadır.
Türkiye’de Sınır Değerlerini Aşmayan Tek İl: “ARDAHAN”
Partikül madde açısından 2018 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği sınır değerleri aşmayan yegâne ilimiz Ardahan’dır. En temiz beş ilimizin dördünde sırasıyla Tunceli (21 µg/m3) ve Hakkâri (21 µg/m3), Rize (23 µg/m3) ve Artvin (25 µg/m3)’in partikül madde düzeyleri (PM10) Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerine göre kirli olarak kabul edilmektedir.
İstanbul, Ankara ve İzmir’deki Hava Kirliliğinin Durumu/Düzeyi
İstanbul’da 2018 yılında toplam 30 istasyonun sadece 9’unda (yüzde 30) yeterli ölçüm yapılmıştır. Başka bir ifadeyle; 2018 yılında her üç istasyondan ikisinde yeterli ölçüm yapılmamıştır. Öte yandan yeterli ölçüm yapılmayan istasyonların ağırlıkla Aksaray, Esenler, Göztepe, Kadıköy, Yenibosna gibi geçmiş yıllarda yüksek hava kirliliği yaşanan ilçeler olması, yeterli ölçüm yapılan dokuz istasyonun arasında Silivri ve Şile gibi hava kirliliği sorunu yaşamayan ilçeler olması dikkat çekicidir.
2016 – 2018 yılları birlikte değerlendirildiğinde; en az iki yıl yeterli ölçüm yapılan istasyonlar arasında Kandilli ve Sarıyer ilçeleri haricindeki istasyonlarda yıllar içerisinde istikrarlı bir kirlilik azalması yaşanmadığı görülmektedir.
Gerek ulusal mevzuat gerekse Dünya Sağlık Örgütü sınır değerleri açısından Ankara’nın havası partikül madde yönünden kirlidir. Kirlilik Sincan (66 µg/m3), Keçiören (61 µg/m3), Ayaş (60 µg/m3) ve Çankaya’da (60 µg/m3) izin verilen sınır değerin 3 katına ulaşmakta ve geçmektedir.
2016 – 2018 yılları birlikte değerlendirildiğinde ise Siteler dışında hiçbir ilçede yıllar içerisinde istikrarlı biçimde hava kirliliğinde azalma yaşanmamış, Sincan’da ise istikrarlı bir kirlilik artışı gözlenmiştir. Ankara’da da kirlilik açısından sorunlu olduğu bilinen Bahçelievler ve Sıhhiye ilçelerinde 2018 yılında yeterli ölçüm yapılmamış olması dikkat çekicidir.
İzmir’de yeterli derece ölçüm yapılırken, Ankara ve İstanbul’da yeterli oranda yapılmıyor…
Üç büyük il arasında yer alan İzmir, Ankara ve İstanbul’dan farklı olarak her üç yılda tüm istasyonlarda yeterli ölçümün yapıldığı yegâne kenttir. Benzer biçimde yine Ankara ve İstanbul’a kıyasla hava kirliliği sorununun daha az yaşandığı bir ildir. Ancak bu avantajlarına rağmen yıllar içerisinde Alsancak dışında İzmir’in hiçbir ilçesinde istikrarlı bir kirlilik azalması yoktur. Ayrıca ölçüm yapılan yerlere bakıldığında ölçüm hava kirliliğin oldukça yoğun olduğu Aliağa’da yeterli ölçüm yapılmamıştır.
Türkiye’nin en kirli istasyonları (2016 – 2018 arası)
Ağrı – Doğubeyazıt, Iğdır ve Bursa illerinin en az iki yılda partikül madde kirliliği açısından ilk on istasyon arasında bulunduğu dikkate alınırsa bu bölgelerin kirlilik bakımından istikrar kazandığı ifade edilebilir. Öte yandan Iğdır, Bursa, Manisa, Erzincan ve Afyon illerinde, 2016 – 2018 yılları arasında en yüksek partikül madde kirliliği yaşadığı görülmektedir. Bu durum Türkiye’de yaşanan hava kirliliği sorununun İstanbul ve Ankara gibi metropollerle sınırlı kalmadığına, ülke genelinde bir yaygınlıkta bulunduğuna işaret etmektedir.
Yıl boyunca kirlilikte sorunlu bölgeler/iller (2016 – 2018 arası)
Bilindiği üzere Avrupa Birliği ölçülerine göre 50 µg/m3 sınır değerinin aşıldığı gün sayısı bir yılda en fazla 35 gün olmalıdır. Oysa Amasya (Şehzade), Bursa, Denizli (Bayramyeri), Iğdır, Manisa ve Niğde istasyonlarında sınır değerinin 2016, 2017 ve 2018 yıllarında aşım gün sayıları ortalama sırasıyla 283, 299 ve 293 gündür. Başka bir ifadeyle; bu bölgelerde yaşayan insanlar son üç yılda yılın 292 gününde (yılın yüzde 80’i) 50 µg/m3 değerinden daha fazla oranda partikül madde soluyarak geçirmişlerdir.
Peki nerede yaşanmalıdır?
Türkiye’de ölçüm yapan 211 istasyondan sadece 5 tanesi (yüzde 2) 201-2018 yılları arasında sağlıklı hava solumaya izin verecek ölçüm sonuçlarına sahiptir: Ardahan, Erzurum Pasinler, Tunceli, Çanakkale Biga İçtaş,ve Artvin…
Kaynak:
www.sozcü.com.tr