• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
TARİHTE ADIYAMAN -Devlet, Toplum ve Kültür-

TARİHTE ADIYAMAN -Devlet, Toplum ve Kültür-

Tarih boyunca kentler birçok medeniyetin harmanlandığı ana üslerden birini teşkil etmiştir. İnsanların ortak bir mutabakat ve amaç çerçevesinde tesis ettikleri kentler aynı zamanda aidiyetin de birer sembolüdürler. Söz konusu coğrafya, Anadolu olunca sayısız medeniyetin kültürel izleriyle karşılaşmak kaçınılmazdır. Hitit, Hurri, Pers ve Komagene krallıklarından Roma ve Bizans hakimiyetine kadar zengin bir mirasa sahip olan Anadolu, tanıştığı İslam uygarlığını Emevi, Abbasi ve özellikle de Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde tahkim ettirerek günümüze ulaştırmıştır. Söz konusu miras ve uyarlığın mikro yansımalarından biri, ismini Emevi ya da Abbasi yönetimi vesilesiyle aldığına dair malumat sahibi olduğumuz Hısnımansur’dur. Her ne kadar tarihi metinler Adıyaman isminin 19. yüzyılda halk arasında kullanıldığını bize ulaştırsa da bunun resmileşmesi Cumhuriyet devrine denk gelmiştir. Dolayısıyla Hısnımansur özelinde kavramsallaşan kent kimliği, yüzyılların birikiminin bir uzantısıdır. Bugüne kadar Adıyaman, birçok kitap, makale, tez çalışması ve bilimsel toplantılara konu edilmiştir. Geçmişte ve özellikle de İslam sonrası dönemde Diyarbekir, Urfa, Harput, Maraş ve Malatya’nın parçası olması hasebiyle Adıyaman’ın tarihi izlerine aynı zamanda bu kentlere dair çalışmalarda da rastlamak mümkündür.

Bu kitabın bugüne kadar yapılmış çalışmalar için tahkim edici, kendinden sonraki çalışmalara da ilham niteliğinde görülmesi temenni edilir. Dolayısıyla elinizdeki bu kitap; hem Adıyaman’a dair bugüne kadar söylenmiş birtakım şeyleri yeniden ama daha detaylı bir şekilde ele almış hem de kent tarihine yepyeni bakış açıları kazandırmayı amaç edinmiştir. Adıyaman’a dair kaynakların büyük oranda Osmanlı döneminde yoğunlaşması elinizdeki kitabın içeriğini şekillendirmiştir. Böylece Adıyaman’ın kent kimliğine dair öğeleri daha çok Osmanlı Devleti ile bütünleşmiştir.

Kent kimliği ise zamanın ruhuna ve şartlarına göre yeniliklere açık olan ve sürekli dönüşen bir olgudur. Osmanlı Devleti özelinde şehir tarihi araştırmalarına bakıldığında kentin çeşitli dönemler itibariyle kategorize edildiği görülmektedir. Başka bir deyişle Osmanlı kenti tıpkı devletin geçirdiği birtakım süreçlerde olduğu gibi kuruluş/erken, klasik ve modern/batılılaşma gibi yapılar barındırmıştır. Her dönemin kentlere farklı şekillerde ve kendine has tesirleri olmuştur.

Cumhuriyet döneminde ise Osmanlı’dan devralınan miras dönemin ideolojisi itibariyle kökten dönüştürücü bir misyonca devralınmıştır. Osmanlı Devleti döneminde Adıyaman’ın gelişim özelliklerine bakıldığında ibadethane ve çarşı etrafında konumlanan klasik bir Osmanlı kenti göze çarpmaktadır. 18. yüzyıla kadar birçok hususta benzer özellikler taşıyan kentlilik kavramı ancak 19. yüzyıla girildiğinde dönüşmeye başlamıştır. Bu süreçte vakıflar tüm Osmanlı kentlerinde olduğu gibi Adıyaman’da da sosyal ve ekonomik hayatın başlıca belirleyici unsurlarını oluşturmuştur. Vakıflar cami, mescit, medrese gibi dini yapıların yanı sıra çeşme, okul, değirmen, hamam ve bedesten gibi sosyal ve kültürel mekanların tesisini arttırmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde her ne kadar vakıf kurumun önemi azalsa da bu döneme kadar tesis edilen yapılar uzun bir müddet toplumun ihtiyacını karşılamaya devam etmiştir.

Islahat Asrı olarak da nitelendirilen 19. yüzyılın başlıca özelliği siyasal, askeri, mali, hukuki, beledi, eğitim ve daha birçok alanda kalkınmanın sağlanmaya çalışıldığı Tanzimat Devri’ne denk gelmesi itibariyle Osmanlı merkez ve taşra teşkilatı için yeni bir dönemin kapısını aralamasıdır. Bu döneme kadar çeşitli aralıklarla idari statüsü ve taksimatı değişen Adıyaman, Tanzimat’ın Harput Eyaletinde uygulanmasından sonra da benzer bir süreçten geçmiştir. Adıyaman, bu dönemde sancak ve kaza gibi statülerle idare edilmiştir. Fakat Tanzimat’ın genel ruhunu yansıtan “plansızlık” ve “kalifiye memur yetersizliği” ile devletin içinde bulunduğu mali ve siyasal buhranlar taşrada sistematik bir usulün geliştirilmesine müsaade etmemiştir. Bu yüzden ihtiyaçlar ve zorunluluklar dolayısıyla idari statü ve taksimatta kısa aralıklarla büyük değişimler yaşanabilmiştir.

Adıyaman’ın idari taksimatının bu çerçevede dönüşmesi buradaki kurumsallaşmanın oldukça yavaş ilerlemesine sebep olmuştur. Zira idari statüsü ve taksimatı statik olmayan birimlerde istikrar sağlanması oldukça zordu. Böylece Tanzimat’ın kent kalkınmasının sembollerinden biri olan belediyeciliğin Adıyaman’da son derece yetersiz kalması da kaçınılmaz olmuştur. Bu ise yol ve genel imar çalışmaları ile sağlık işlerinde geri kalınmakla sonuçlanmıştır.

Tanzimat’ın ya da 19. yüzyılın genel bir özelliği de Osmanlı’nın hızla kapitalizme açıldığı bir dönem olmasıdır. Bu ise ekonomik yaptırımların yanı sıra Avrupalıların misyoner ya da konsoloslar vasıtasıyla Osmanlı siyaseti ve toplum yapısı üzerinde etkin olmaya çalışmasına kadar varmıştır. Her ne kadar Adıyaman’da Müslüman nüfus baskın olsa da Gayrimüslimlerle birlikte kent heterojen bir demografik yapıya sahip olmuştur. Dolayısıyla Adıyaman’ın kozmopolit yapısı misyonerlik faaliyetlerinin yürütülmesi için müsaitti. Üstelik Adıyaman’ın yanı başında yani Harput’ta misyonerler son derece muntazam bir şekilde örgütlenmişlerdi. Adıyaman’ın demografisinde ve kent kimliğinde belirleyici olan ana unsurlardan biri de aşiret yapısıdır. Aşiretler Tanzimat idaresinin de birincil muhataplarındandı. Can, mal ve ırz güvenliği teminatıyla uygulanmaya konan Tanzimat’ın vergi ve askerlik alanında düzen sağlamasının yollarından biri de aşiretlerin kontrolünden geçmekteydi.

Adıyaman’da aşiretlerin kontrol ve iskânları ise neredeyse Osmanlı’nın dağılmasına kadar sürmüştür. Aşiretlerin asayişsizliği yerleşik hayatı, ekonomik araçları ve güvenliği tehdit etmenin yanı sıra kentin üretim biçimi ve kurumsallaşmasında da belirleyici olmuştur. Aşiret yapısı kentin ekonomisinin uzun yıllar hayvancılıkla sınırlı kalmasının da sebeplerinden biridir. Aşiretlerin Adıyaman üzerindeki en somut etkilerinden biriyse yerleşim birimlerinin isimlendirilmesine dairdir. Kentin hem mezhepsel farklılıklara dayanan özellikleri hem de aşiret yapısının belirlediği kozmopolit atmosfer buradaki idarecilerin yönetim performansını da belirleyici etkiye sahip olmuştur. 19. yüzyılda kenti kalkındırma araçlarından biri olan eğitim faaliyetleri hem Adıyaman’ın yerel amilleri hem de devletin içinde bulunduğu genel atmosfer dâhilinde yürütülebilmiştir. Bir yandan mali yetersizliğin memur atamalarında yarattığı engeller bir yandan ise ahalinin eğitime karşı ilgisizliği Adıyaman’ın Osmanlı dönemi eğitim hayatının niteliğinde belirleyici olmuştur.

Modern eğitim kurumlarının arzu edilen ölçüde yer edinememesi medreselerin burada uzun müddet toplum ve eğitim yapısı üzerinde etkili kalmasıyla sonuçlanmıştır. Eğitim, belediye, haberleşme ve ulaştırma gibi müesseselerin yavaş bir seyir izlemesinden ayrıca doğal afetler ve salgın hastalıklar da Adıyaman’da toplumsal ve ekonomik düzeni etkilemiştir. Bu hususta depremler ve kolera başlıca olaylardır. Çekirge istilası, seller ve yangınlar ise kentin fiziki yapısını dönüştüren diğer unsurlardır. Adıyaman’ın Cumhuriyet dönemi kentsel kalkınma sürecine gelindiğinde ise çevresine göre küçük bir yerleşim birimi olmanın etkisinde kaldığı görülmektedir. Kapalı ekonomi ve coğrafi özellikleri her ne kadar Adıyaman’ın gelişimini olumsuz etkilese de son yıllarda Adıyaman’ın turizmin gözde mekânları arasında olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla geçmişten günümüze kent kimliği, dönemin ve şartların dinamizmiyle oluşum sürecini devam ettirmektedir.

Milli mücadele dönemi Adıyaman kentinin konumuna baktığımızda ise; Adıyaman, Millî Mücadele döneminde işgal edilmemiş olmasına rağmen, Mondros Mütarekesi sonucunda, çevresinde ve ülke genelinde yapılan işgallere karşı sessiz kalmamıştır. İhtiyaç duyulan bölgelere elinden geldiği ölçüde yardım ve destekte bulunmaya çalışmıştır. Bu yardım ve destekler iki yolla olmuştur. Birincisi işgal kuvvetlerini protesto etmek için ilgili makamlara gönderilen telgraflar, diğeri ise yiyecek, giyecek ve asker yardımı şeklinde olmuştur. Bölgedeki Fransız işgallerine karşı Adıyaman, Besni, Kahta ve Samsat’dan birçok milis kuvveti işgal altındaki şehirlerin yardımına koşmuşlardır. Bu yörelerde yapılan çarpışmalarda ve İstiklâl Savaşı’nın farklı cephelerinde birçok Adıyamanlı şehit düşmüş bir kısmı da yaralanmıştır. Millî Mücadele’nin Güney Cephesi’nde başarıya ulaşmasında önemli bir rolü olan Hacı Bedir Ağa Mücadele’nin henüz başlarında Mustafa Kemal Paşa’yı destekleyerek bu mücadelenin başarıya ulaşmasında üstün bir gayret göstermiştir. Hacı Bedir Ağa; Binbaşı Noel, Elazığ Valisi Ali Galip ve taraftarlarına destek vermeyerek Malatya üzerine bir sefer yapılmasına engel olmuş ve böylece Sivas Kongresi’nin toplanmasına engel olacak önemli bir harekâtı başlamadan önlemiştir.

“Tarihte Adıyaman Devlet, Toplum ve Kültür” adlı çalışma toplam da 22 ayrı bölümde (eskiçağ döneminden başlayarak kentin siyasi, idari, kültürel yapısı ile ilgili ) oluşan çalışma olup 22 yazar tarafından katkı sunulan bir kitap çalışmasıdır.


Bu yazı, “Editörler Kurulu” adına Dr. Kazım KARTAL tarafından kaleme alınmıştır… 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
Yazarlar tarafından sitede yayınlanan tüm yazılar, resimler ve videolar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir.