• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Durmuş AĞZIKÜÇÜK
Durmuş  AĞZIKÜÇÜK
durmusag1964@hotmail.com
AĞAÇ, DALLARIYLA GÜRLER!
  • 0
  • 240
  • 04 Temmuz 2021 Pazar
  • 1 Puan2 Puan3 Puan4 Puan5 Puan
  • +
  • -

“Dara çekmek”, darağacında can verdirmek değildir, feodal kültürde. Klan ya da geniş aile diyebileceğimiz topluluklarda hırsına yenik düşen, kolektife uymayan, bencil ya da çıkarcı davranışların sahiplerinin grubun dışına itilmesi, bir anlamda aforoz edilmesidir.

“Düşgün” ya da “düşkün” denilirdi bu gibilere… Halkanın dışına çıkmak, halkın içinde yaşayamamak, insan içine çıkamamak şeklinde tanımlayabiliriz düşkünlüğü. Daire ya da çember, Kızılderili yaşantısından Anadolu’nun yoksul ama onurlu insanlarının yaşam biçimlerine kadar hâkimdir bilinçlere. Çembere ihanet eden, onun gerektirdiği dayanışma duygusunu geliştiremeyen ya da bu konuda zorluk yaşayan kişiler hemen çemberin dışında bulurlar kendilerini…

Klan, “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşamayı seçmiş insanlar grubudur. Burada kan bağının ötesinde bir kardeşlik duygusu geliştirilmiştir. İşbirliği ve yardımlaşmanın var olduğu bu büyük gövdeli ağacın her bir ferdi o büyük gövdenin yaşamasına ve bu büyük gövdeyi saran her dalın ve yaprağın neşe içerisinde türkü söylemesine hizmet etmektedir.

Yiyecek ve su elbette ki sınırsız değildir. Elbette ki kendi yavrularımızla ve eşlerimizle her zaman huzur içerisinde değilizdir. Elbette ki eş seçimlerimizde ve ev seçimlerimizde her zaman barış egemen değildir. Ama nasıl ki tabiatın bütün canlı varlıkları bir çeşit kendi türleri içerisinde türün yaşaması için programlıysa, insanoğlu ve insan kızı için de aynı durumun oluşması gerekir.

Daha fazla yiyecek ister insan, istemez mi? Daha rahat ve güvenli bir beslenme durumunu kim istemez? Ama bunun için birbirini yemek mi gerekir? Bir ağaç gibi tek ve hür yaşamak ister tabii ama bunun için geniş aileye ihanet etmek zorunda mıdır? O heybetli ağacın sağlam gövdesinde çok güçlü dalların ve o dalların içerisinden taze dalların ve o taze dalların üzerinde capcanlı parlak yaprakların bulunduğu bu neşe ve özgürlük mabedinin varoluş hazzının ve sonsuzca yaşamak için çoğalma isteğinin, bütün bir yaşama iradesini gelecek kuşaklara bırakma azminin amansız coşkusunda geleceğini eksiksiz hazırlama iradesinin içerisinde böyle bir isteğe karşı çıkmak ve klana ihanet etmek affedilebilir mi?

Affedersiniz arkası önü ayrı oynayan bireylerden oluşmuş riyakâr bir topluluğun akıbeti nicedir? Bu tip oynak bireylerin önü hemen kesilmezse, klanın geri kalan bireylerinin de bir bulaşıcı hastalığın pençesine düşme ve gittikçe yaygınlaşan bu virüslerin tüm organizmayı ele geçirip onu yok etme tehlikesi yok mu?

Hayat seçimlerden ve seçilimlerden ibaret görünmektedir. Tabiattaki tüm türler ayakta kalabilmek ve türlerinin devamını sağlamak için hareket ederler. Bu anlamda tür içerisinde güçsüz bireylerin elendiği ve güçlü bireylerin ayakta kaldığı bilinmektedir. Bir tür, güçsüz yanlarını değil, geleceğe bırakılabilecek güçlü yanlarını yeniden üretir ve kendisinden daha iyi uyum sağlayacak olan yönlerini miras bırakmak ister.

Fedakârlık ve dayanışmanın başat olduğu türlerde grup içi zararlara uğrayan bireyler olacaktır. Ama grubun çoğu, bu özelliklerinden dolayı gönençli hale gelecek ve gelecek nesiller bu güçlü bağların içerisinde doğacaklardır. Ama bu her türde bu şekilde sonuçlanmamaktadır. Özellikle insan türünde!

O kadar kurnazdır ki insan, yardımlaşma ve fedakârlığın kırıntısını taşımadığı halde komünden en fazla yararlanır! İşte temel problem de budur. İnsanlığın üzerinde düşünmesi gereken en önemli nokta… Bu zayıf halkanın hızlıca bulunması ve tüm topluluğa anında haber verilmesi çok önemlidir; böyle bir bilinç seviyesine muhakkak sahip olunmalıdır. Yoksa o muhteşem parlaklığında görkemli gövdesi ve kalın dallarıyla yerinden sökülemez görüntüsü veren ağaç, gittikçe parlaklığını yitiren ve yapraklarının artık gölge veremediği bir varlık haline gelir. Bu hastalıklı bireylerin bir şekilde budanması gerekir, başka çözüm yolu yoktur!

Budama, hastalıklı parçanın alınması ve vücuda vereceği zararın ortadan kaldırılmasıdır. Bu gerçekleşmezse, hastalık yaygınlaşacak, bencillik çoğalacak ve kocaman ağaç gövdesine hâkim olacaktır. Artık o kocaman gövde, kendisinden başka bir varlığı, bir virüsü taşıyor olacaktır. Bir kanser hücresinin önce mahcup bir şekilde ilgisiz bir yerde büyümesi ve daha sonra birdenbire önü alınamaz bir şekilde çoğalması gibi…

Klan, içindeki bu hücrelere anında müdahale etmezse kendi sonunu hazırlamış olacaktır. Bu nedenle kötülüklerle savaşta, klanı oluşturan her bireyin bilincinin ve müdahalesinin büyük önemi vardır. “Benci” değil “özgeci” bireylerin yani önce ben değil önce biz diyen insanların bilinçli varoluşları, sıkı ve disiplinli birliktelikleri hem şimdiki yaşamlarına hem de geleceklerine yönelik hayatta kalma becerilerinin garantisini oluşturacaktır.

Burada yatırımı özgeci bireylere yapmak gerekir. Onların “harcanmasına” izin veren bir halk olunmamalıdır. Biz arı ya da karınca değiliz! En azından arı ya da karınca olmamalıyız! Tehlikeyi savuşturmak için iğnesini kullanmak ve bu nedenle “ölmek zorunda” kalan bir arı gibi… Ya da ani su baskınlarında inanılmaz çabuklukta birbirine dayanarak bir köprü oluşturan ve boğularak ölmeleri karşılığında diğerlerini kurtaran karıncalar gibi…

İnsan oğlu ve insan kızı, doğanın kendisine bahşettiği planlama yeteneğini öyle kullanmalıdır ki, feda kültürünü gerektirmeyecek derecede sağlam bir toplum olabilmelidir. En azından, kendini feda etmiş birey ya da kuşakların gelecekte istedikleri toplumsal modellerin gerçekleşmesini sağlamada kararlı örgütlenmeler yaratılmalıdır.

Düşük ahlaki profillere, düşkünlüklere, çıkarcılıklara, kalleşliklere, aldatmalara, yalancılığa, hırsızlığa ve bilumum düzenbazlıklara karşı komünü koruyucu davranan insan modellerini çoğalta çoğalta; bu olumsuz değerleri yaşamaya inat eden insanları dara çeke çeke, gevşekliğe ve gevşeklere tokat ata ata o ışıltılı ormanı yani halkı yaratmış olacağız.

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine! 


DURMUŞ AĞZIKÜÇÜK – Temmuz/2021

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • YENİ
  • YORUM
Yazarlar tarafından sitede yayınlanan tüm yazılar, resimler ve videolar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir.