Tarihsel süreç içinde felsefenin düşünsel yolculuğu, kritik dönemeçlerden geçmiş ve zenginleşmiştir. Birbirinden farklı felsefi gelenekler ve kültürler, tarihin bazı dönemlerinde

Bazı duygular vardır ki insan onları içinde biriktirir, kalbi doldurur ve taşar oradan. Kimisi gözlerden, kimisi sözcüklerden kimisi de titreyen

İnsanların çoğu haklı olma arayışındayken pek azı hakkı aramayı amaçlar. Felsefenin Eski Yunanda filizlendiği dönemde sofistler ile filozoflar arasındaki temel

Hiç kuşku yok ki insan; çatışmaların, zıtlıkların, karşıtlıkların, kutuplaşmaların bir arada bulunduğu, tüm bunların yaşam içgüdüsünde birleştiği birliktir. O, içgüdünün,

İnsanın özgürlüğü meselesi düşünce tarihinde en tartışmalı konulardan biridir. Kant, özgürlük meselesini antinomi olarak değerlendirirken, kimi düşünürler doğal zorunluluklarla kuşatılmış

Toplum içinde beleşçi sevilmez ama, beleş olan şey sevilir. Beleş öyle cazip gelir ki, insanın mantığını elinden alır yerine beleş

İnsan kendi varoluşunun farkına, hatırlandığını ve sevildiğini duyumsadığında varır. Çünkü hatırlanmak ve sevilmek bir başka benlik tarafından onaylanmaktır, onun karşısında

Yıl 1902, Osmanlı’nın en çalkantılı günlerinde Manisa‘nın Gördes ilçesinde Abdullah Efendi, yeni doğmuş kız bebeğini kucağına aldığında buruk bir mutluluk

Duygu kavramı, felsefi açıdan felsefe tarihine bakıldığında ana mesele olarak yeterince ele alınıp tartışılmış bir konu değildir. Bunda felsefi faaliyetin

Araştırma şirketi Konda bu yıl mart ayında yaptığı araştırmada, Türkiye’de kendisini “dindar” diye tanımlayan genç sayısının son on yılda %28’den

Nicolai Hartmann (1882-1950), Ahlak felsefesinde, ahlak-din ilişkisini tartışırken, ahlak ile din arasında beş çözülemez çatışkının (antinomi) bulunduğunu yazar. Bunlardan birincisi

Aristotales, Nikomakosa Etik kitabında öfke duygusunu ele alırken, itidal ahlakı görüşünün paralelinde şöyle yazar: “Herhangi bir kimse öfkelenebilir, bu kolaydır.

Aristotales, meşhur Metafizik kitabına “Her insan doğası gereği bilmek ister” cümlesi ile başlar. Bilmeyi istemek ona göre, insanın doğasından kaynaklanır.

Günümüzden 2451 yıl önce ölen Empedokles, doğada “birleştirici” unsurun sevgi, “ayrıştırıcı” unsurun ise nefret olduğunu ileri sürmüştü. Sevginin yapıcılığı ve