Dijital Çağın “Ate”si: TROLLÜK |
Geçtiğimiz günlerde SpaceX firması, yörüngemize 60 adet daha internet uydusu gönderdi. Malum olduğu üzere hızla gelişen dijital bir çağda yaşamaktayız. 90’lı yılların hemen başında WEB 1.0 internet yazılım seviyesiyle dijital çağa adım atmış olduğumuzu ve bugün WEB 4.0 seviyesinde ileri bir dijitalleşme ortamında yaşadığımızı göz önünde bulundurursak söz konusu çağın ne denli hızlı geliştiğini anlayabiliriz. 2000 yılına kadar internetteki verilere pasif bir gazete okuru gibi sadece göz atabiliyorken şimdilerde sanal ve arttırılmış gerçeklik teknolojisinin içinde tüm benliğimizle yer almaktayız. Yapay zekâ ile yüz yüze gelmekte ve çeşitli ilişki biçimleriyle ayrılmaz birliktelikler kurmaktayız. Hal böyle olunca internet ortamında haber, görsel, bilgi, görüntü oluşturabilmekte, başkalarının oluşturduğu bu türden verilere yorum yapabilmekteyiz.
Bilginin, toplumsal dönüşümleri etkileyen güçlü potansiyeli, enformasyon ve bilgi üretimi alanlarını önemli kılmaktadır. Nitekim dijital dünya; sosyal, siyasal, kültürel iletişimden haberleşmeye, eğitimden alışverişe, finanstan kamusal işlere ve eğlenceye birçok ihtiyacı karşılama merkezi haline gelmiştir. İşte tüm benlikleriyle bu dijital ortamlarda aktif rol oynayan insanlar, sahip oldukları ahlakî meziyetlerle gerçek hayatta olduğu gibi ya epistemik, doğru ve güvenilir bilgiyi elde etmek ve sunmak; ya da yanıltıcı, aldatıcı, doxatik bilgi üretmek ve nifak çıkartmak üzere orada bulunmaktadırlar. Bilinçli olarak yanlış, eksik, hatalı veri paylaşımı yaparak endişe verici ortam oluşturmak; propaganda ya da karapropaganda yapmak amacıyla iyi, doğru ve güzel olanı kötü, yanlış ve çirkin göstermek üzere gönüllü ya da paralı olarak sanal ortamlarda bulunan kimliksiz ve kemiksizlere “trol” denmektedir. Türkçede trol;
“teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı” anlamına gelmekte ve genel olarak balıkları yakalamak için kullanılan ağları ifade etmektedir.
Benzer şekilde internet ortamında genellikle insanların dikkatini çekerek onların ilgisinden beslenme amacı güden bireyleri tanımlamak amacıyla da kullanılmaktadır.
Trol’ün literatürde yer alan bazı tanımları aşağıdaki gibidir:
♦ Çevrim içi tartışma gruplarındaki yaygın bir olgu ile diğer grup üyelerine dayanağı olmayan kanıtlarla yaklaşarak onları meşgul eden ve grubun dikkatini belirtilen amaçların dışına çekerek grup üyelerinin canını sıkan ve onları kışkırtan bireylerdir (Herring, Job-Sluder, Scheckler & Barab, 2002).
♦ Hedeflerindeki kişi ve grupların dikkatlerini dağıtıp, farklı yöne çekmek amacıyla içerikler üreten kaygı uyandırıcı kişilerdir (Herring vd., 2002).
♦ Konuyla gerçekten ilgili olmayan sadece başkalarına hakaret içeren ve karşıdakini rencide eden mesajlar gönderen kişilerdir (Lovink, 2002).
♦ İnternet ortamında insanların üzüntüsünden mutluluk duyan ve insanları üzmek için tartışma ortamları oluşturan, sahte kimliklerle çevrim içi ortamlarda bulunan ve paylaşılan söylemlerin yanlış olduğunu anlatmaya çalışan özellikle yeni İnternet kullanıcılarını hedef alan kişilerdir (Hlaváč, 2014).
♦ İnsanların duygularına dokunacak yazışmalar yapan, çevrim içi ortamlarda kullanıcıların saldırgan davranmasına neden olan ve buna yönelik mesajlar yazan, kişilerin kimliğinin bilinmediği klavye savaşçılarıdır (Mali, 2015).
♦ Sosyal ağlar gibi İnternet ortamlarında insanları rahatsız eden, onların huzurlarını bozan ve insanları aldatıcı davranışlarda bulunan kişilerdir (Tsantarliotis, 2016).
Trollüğün tarihine baktığımızda Antik Yunan’a kadar gidebiliriz. Nitekim Antik Yunan mitolojisinde Ate adında bir karakter yer almaktadır ki bu karakterin işi gücü; insanları yalan yanlış bilgiler, iftiralar ve dedikodular yoluyla birbirine düşürmek, kavga çıkarmak, nifak tohumları ekmek ve onları kandırmaktır. Efsaneye göre Ate, en sonunda onun yanıltıcılığından zarar görenlerce incecik bacaklarından tutulup uçurumdan aşağıya atılmıştır. Ate kelimesinin Latincesi, budalalığa sebep olan ve yanlış yargıya yol açan duygu durumu anlamındaki “Error”dur. Ate, günümüzdeki Trol’ün atasıdır. Trol, İskandinav mitolojisinde ise köprü altında gizlenen ve insanları aldatmak ya da onlara saldırmak için fırsat kollayan doğaüstü güçlere sahip cüce ya da dev şeklindeki yaratıklar için kullanılan bir terimdir.
Gerçeğin dışında, tahrik edici, gündem ile paralel olarak yanıltıcı ve nefret içeren söylemleriyle troller, tümüyle insanların duygusal tepkilerinden beslendikleri için başkalarını duygusal bir tepki vermeleri yönünde provoke ederek amaçlı olarak kışkırtma davranışında bulunurlar. Sanal ortamdaki dezenformasyonun başlıca sebeplerinden biri olan trollüğün, bireyler üzerindeki etkileri; paylaşılan fikirlerin içeriğine göre farklılaşmakla birlikte dijital yaşamda sorgulayıcı, araştırmacı, eleştirel düşünebilme davranışlarının önemini açığa çıkarmaktadır.
Nitekim trollenmemek için, eleştirel düşünebilme, üst düzey çıkarımlar yapabilme, analitik ve sentetik bilgiler oluşturabilme ve bilgiyi transfer edebilme gibi yetenekleri içeren bilimsel ve felsefî düşünceye sahip olmak gerekmektedir. Bununla birlikte dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı gibi alanlara ait becerilerin kazanılması da önem arz etmektedir. Nitekim Bu becerilere sahip olmayan internet kullanıcılarının sürekli trollendiklerine, kandırıldıklarına ve bu nedenle dogmatik fikirlere saplanıp kaldıklarına, yenilenme isteği duymadıklarına, galeyana gelerek nefretle karşıt görüşleri susturma gayretinde olduklarına şahit olmaktayız.
Kötü niyetli bir itibar suikastçisi, müfteri, suç uydurukçusu, yalan makinası ve haysiyet celladına dönüşebilen trollerin suç unsuru bu eylemlerini cezalandıran siber hukuk sistemi en kısa zamanda tesis edilmeli ve troller, tıpkı ataları olan Ate gibi tarihin uçurumundan aşağı atılmalıdır.
Dr. Muhammet Caner ILGAROĞLU – 2019/ŞUBAT
Sürekli günlük siyasetin diliyle konuşan insanların da zihinleri iğdiş olmuş/edilmiş birer trol olduğunu söyleyebilir miyiz Hocam. Zira böyle insanlar genellikle toplumumuzun duygu,düşünce ve değer yargılarından faydalanarak hem anlamsız hem de zarar veren eylemlerine ve yargılarına sebebiyet vererek yanlış şekiller verip duruyor.
Saygılarımla.. Çok faydalı bir yazı..
Malesef öyle. Trollerce trollenen bireyler gönüllü troller olarak bilincsizce konuşup durmaktalar.