• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Mesut ERDEMİR
Mesut  ERDEMİR
nicinfelsefe@hotmail.com
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Tarihsel Arkaplanı
  • 2
  • 403
  • 23 Nisan 2019 Salı
  • 1 Puan2 Puan3 Puan4 Puan5 Puan
  • +
  • -
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın arka planında yer aldığını düşündüğüm tarihsel olay şudur: 
Anaksagoras (M.Ö.500-M.Ö.428) bugünün İzmir Urla civarlarında kalan Klazomenai de dünyaya gelmiş ünlü bir doğa filozofudur. Varlıklı bir aileye mensup olduğu bilinmekte, ancak O bütün servetini bilgi ve felsefe uğrunda harcayacak kadar da bilge bir insan olarak bilinir. Perslerle girilen savaş sonucu Atina’ya gitmek zorunda kalır ki o zamana kadar Atina’nın gördüğü en büyük filozof olarak kabul edilir. Ancak Anaksagoras çok geçmeden burada tanrıtanımazlık, casusluk ve yöneticilere kumpas suçlamalarıyla karşı karşıya kalır.
Tanrıtanımaz olarak suçlanmasının nedeni evrenin büyük bir patlama sonucu oluştuğunu söylemesidir. Yani bugün fizikçilerin kabul ettiği Büyük Patlama (Big Bang) kuramını bin yıllar önce ortaya atmasıdır. Ona göre, Atinalılar’ın Tanrı olarak kabul ettikleri Güneş, Ay ve diğer gök cisimleri Büyük Patlama’nın sonucu olarak meydana gelmişlerdi.
Bu sebeple Anaksagoras dinsizlikle suçlanır ve yargılanır. Yargılama ve sonuçları konusunda ise rivayet muhteliftir. Burada, bunlardan bir kaçına yer verilecektir. Bu rivayetler biri şöyledir: Satyrus’a göre, Anaksagoras çocukları ile birlikte ölüme mahkum edilir ve bu karar yargıçlar tarafından kendisine bildirildiğinde şöyle der:
“Doğa, beni ve onları çoktan ölüme mahkum etmişti.”
Çocuklarının öldürülme kararını ise şu sözlerle karşıladığı söylenir:
“Ben onların babalığını yaptığım zaman zaten ölümlü olduklarını biliyordum.”
Ölüm sırası Anaksagoras’a geldiğinde ise yargıçlar ona son arzusunu sorduklarında onun şöyle dediği aktarılır:
“Her yıl benim ve çocuklarımın ölüm ayına denk gelen bu zamanda çocuklar için bayram yapılsın.”
Diğer bir rivayete göre ise dinsel baskıdan dolayı Atina’yı terk edip bugünkü adı Lapseki olan Çanakkale’ye gelir ve orada hayatının sonuna kadar yaşar. Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde bir okul kurar ve bölge halkı tarafından sevilen ve saygı duyulan bir insan haline gelir. Öldükten sonra da kendisi için bir anıt mezar niteliğinde olan “sunak” dikilir. Ölümünün bayram gibi kutlanmasını çocuklara bir vasiyet olarak bırakır. Vasiyeti gereği üzerine uzun yıllar Anaksagoras’ın ölüm yıl dönümü, çocuklar için bir tür bayram, tatil ve eğlence günü olarak kutlanmaya devam eder.
Filozofların hayatın değerini ve anlamını sorguladığı hepinizin malumudur. Anaksagoras’a da “Hayatın değeri ve anlamı nedir?” sorusu yöneltildiğinde “gökleri ve dünyanın düzenini gözlemek” cevabını vermiştir. Nereli olduğu sorulduğunda ise gökleri göstermiştir. Lapsekililer ise düşünürün mezar taşına şunlar yazdırmıştır:
“Hakikatin peşinde gökyüzünün sınırlarını aşan Anaksagoras burada yatıyor.”
Mustafa Kemal ise Anaksagoras’ın bu mesajının farkında olarak şöyle der:
“Ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.”
Doğanın temelinde yer alan bir nedeni, “Pers ülkesine kral olmaya tercih ederim” diyen İzmirli Demokritos‘un ise çocuklarını kendi elleriyle gömdüğü söylenir. Çocuklarını kendi elleriyle gömen milletlerin insani gelişmişlik endeksinin sonlarında yer almaya mahkum olduğu bir gerçektir. Bir milletin çocuklarını gömmesi onları toprağa teslim etmesinden daha ziyade insani yetilerini geliştirme imkanını ahlaksız bir güruh vasıtasıyla yok etmesinden başka bir şey değildir. Anaksagoras’ın son arzusu bu topraklarda hala yaşamaya devam ediyor. Ne ilginç ve ne mutlu bir şeydir ki yine bu toprağın bir insanı olan Mustafa Kemal Atatürk, çocuklara bir bayram armağan ediyor.
Not: 
Bu yazıyı yazmama vesile olan Hatice Nur Beyaz Erkızan hocama çok teşekkür ederim. (Mesut ERDEMİR)

Sosyal Medyada Paylaşın:

2 yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • YENİ
  • YORUM
Yazarlar tarafından sitede yayınlanan tüm yazılar, resimler ve videolar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir.