Beyaz bir tebeşir, siyah bir tahtadan ibaret mi sandın; değildir arkadaş, hiç değil…
Her an sana bakan yüzlerce göz, seni dinleyen binlerce kulaktır. Gör onları, duy onları… Çünkü onlar sensin, biziz, ötekiyiz, berikiyiz; kısacası, kocaman bir toplumuz; Anadolu’ da yaşayan onlarız, yüzleriz, binleriz, milyonlarız…
Birikmiş tecrübeler asla değildir. Birikecek ve birikmeye devam edecek tecrübelerdir öğretmen olmak. Her an, şaşmaktır, hayret etmektir. Öğretirken öğrenmek, öğrenirken de öğretmektir. Çocuk olmaktır, çocuk olmadan. Büyük olmaktır, büyük olmadan. Yaşlı olmaktır, yaşlanmadan. Yarınlara sevdalanmaktır. Kitap gibi doğru, kâğıt gibi beyaz olmaktır.
Toplamak, çarpmak, bölmek, çıkarmak mı sandın öğretmen olmayı? Onlar en kolayı…
Problem çözmektir, hem de çözümü olmayan problem dahi olsa. Sayı gibi sonsuz, bir gibi mükemmel olmaktır öğretmen olmak… Solda sıfır olmaktır; karşılıksız, sırf öyle olması gerektiği için, solda sıfır olmak… Kök içinde kare, kare içinde kök olmaktır, derinlemesine… Eksi bir ile birin kardeşliğini algılayabilmek, sıfırın boş olmadığını anlayabilmektir öğretmen olmak. Eşit kümeler olmaktır, denk kümelerin olabileceğini de anlayarak… Matematik olmaktır öğretmen olmak. Çünkü matematik hayatın öteki adıdır.
Hayat olabilmektir, hayat bilgisi olmadan…
Çorbada tuz, gönülde sohbet olmaktır. Dertliye şifa, dertsize vefa olmaktır. Ağlarken gülen, gülerken de ağlayan olmaktır. Öyle insanüstü çabalarla değil, basit ve yalın olabilmektir. Karmaşıkken duru, duruyken karmaşık olmaktır. Sözü söz, özü öz olabilmektir öğretmen olmak.
Hayatta ne varsa o olmaktır.
Çünkü dersimiz hayattır. Çünkü aslolan hayattır…
MUSTAFA DURAN