• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
İLHAM VEREN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

İLHAM VEREN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Geçtiğimiz ay, Alex Honnold‘un dünyanın tırmanması en zor kayalarından EL CAPİTAN’a ip ve ekipman kullanmadan (free solo) yaptığı tırmanışı anlatan ve bu senenin EN İYİ BELGESEL OSCAR’ını kazanan FREE SOLO’yu canlı olarak izledik ve inanılmaz anlara şahit olduk. FREE SOLO, en iyi gerilim filmlerini aratmayacak gerginlikte, müthiş görüntülerle dolu bir belgesel ve aynı zamanda da izleyenlere oldukça ilham veren özel bir hikaye… Bir hedefi  olan herkesin, bizce Alex Honnold’dan ve bu gerçek hikayeden öğreneceği çok şey var…Hedefe adım adım ilerlerken, korku ve kaygılarınızla yüzleşmeye hazır olun…

El-Capitan ve Free Solo

El Capitan, ABD’deki Yosemite Milli Parkı’ında yer alan ve dünyanın en büyük granit kütlesine sahip olan bir dağ duvardır. Yaklaşık 915 metre yüksekliğinde bu granit duvar, 1851 yılında keşfedildikten sonra ona ilk kez1958’de ip ve ekipmanlarla tırmanılabilmiştir. Ancak Alex Hannold’un tarihi Free Solo tırmanışına kadar (2019), hiç kimse burayı Free Solo olarak tırmanamamıştır.

Free solo, hiçbir teknik malzeme ve ip kullanmadan yapılan bir kaya tırmanış türüdür. Kaya tırmanan sporcularının ise yalnızca yüzde biri “free solo” tırmanabilmektedir. Ancak bu işi yapabilenlerden öyle biri var ki “yok artık” dedirtiyor. Alex Honnold, tek bir hatanın bedelinin kaçınılmaz ölüm olduğu sarp kayalarda ve dünyanın en zorlu dağlarında, yalnızca tırmanış ayakkabıları ile magnezyum tozunu kullanarak tırmanıyor. Bunu bırakın denemeyi, izlemesi bile yürek hoplatıyor.

Bu -yürek dayanmayacak- tırmanışı ekranlara taşımak isteyen üç usta dağcı, 360 derecelik çekim yapabilen bir kamerayı ve tripotu sırtlayıp tüm tırmanışı görüntülemişler. Yani bizim fotoğraflarına bakarken bile ellerimizin titrediği yerlere, tripot ve kamerayı kurup çekim yapmışlar. Çekim ekibi, dağa bir gün öncesinden tırmanıp hazırlıklarını yapmış ve tarihi tırmanışı beklemeye başlamış. Geceyi yerden 300 metre yüksekteki yarım metrelik bir dağ girintisinde uyumaya çalışarak geçirdiğinizi bir hayal edin… Tırmanış rotası boyunca bu dağcıların ne gibi teknikleri kullanarak tırmandıklarını görebiliyorsunuz. Vücutlarını iki kayanın arasına sıkıştırıp tırmandıkları bölümler var. Yorulunca incecik kayaların üstüne uzanıp dinleniyorlar. Parmaklarıyla küçücük çatlakları bulup onlara tutunarak yükseliyorlar. Yükselmenin mümkün olmadığı noktalarda gözle görülmesi bile çok zor olan küçük deliklere tutunarak yana ya da aşağıya doğru kıvrılıyorlar. Bazen kocaman kayaların altında yollarını bulmaya çalışıyorlar. Tüm vücut ağırlıklarını parmak uçlarında taşıyorlar. Bu bazı durumlarda o kadar acı verici oluyor ki çığlık atmadan duramıyorlar. Peki ya tutunamazlarsa, gözleri kararırsa ya da dengeleri bir anda kaybolursa ne oluyor sizce? Cevap çok basit; DÜŞÜYORLAR…

https://www.youtube.com/watch?v=Le8GfavpVh8
Dağcıların düşme anları…

Bugünün teknolojisiyle -oturduğunuz sandalyeden- El Capitan’a tırmanmanın nasıl bir tecrübe olduğunu tam olarak anlayamasak da, en azından bunu ekranlardan görme şansımız var. Bunun için Google Maps’teki street view (sokak görünümü) özelliğini kullanabilirsiniz. Bu özellik ile sadece bina, sokak ve caddeleri değil, dünyanın bazı özel noktalarını da dolaşabilirsiniz. Örneğin dağlara tırmanabilirsiniz… (El Capitan‘ın tırmanış haritasına bu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz: http://bit.ly/el-capitan-harita)

Alex Honnold ve İnanılmaz Tırmanış Hikayesi

27 Ağustos 1985’de dünyaya gelen Amerikalı Honnold, 2007 yılında Yosemite Milli Parkı’ndaki tırmanışlarıyla tanınmaya başladı. 2011 yılında CBS kanalında yayınlanan ‘60 dakika’ programıyla birlikte, çok daha büyük kitlelerin hayranlık ve aynı zamanda şaşkınlığına sebep oldu. Tırmanış kariyerine henüz on bir yaşındayken Sacramento’ da bir tırmanış salonunda başlayan Alex, altı yıl boyunca haftada en az beş gün salona gidip geliyordu. 19 yaşında Berkeley Üniversitesi’nde mühendislik okurken okulu bırakmaya karar verdi. Çünkü onu mutlu eden en büyük şey tırmanmaktı. Hayatını tırmanışa adamak istiyordu. Free Solo‘ya da okulu bıraktıktan hemen sonra başladı. 1,80 metre olan Alex, 73 kg ağırlığında bir sporcudur. Kocaman elleri, kalın ve nasırlı parmakları var. Zira hayatı, -kelimenin tam anlamıyla- parmaklarının ucuna bağlı…

Alex’in “Sorunlara karşı zihinsel bir zırh ör. Çünkü o, delinmesi imkânsız bir zırhtır.” sözü, onun yapılması imkansız gibi görünen şeyleri nasıl yaptığını çok basit bir şekilde ortaya koyuyor. Onu diğerlerinden ayıran ve bu kadar büyük tırmanışlar yapabilmesini sağlayan şey, -bu sözünden de anlaşılacağı üzere- onun zihinsel gücüdür. Ona göre ne dünyadaki en iyi tırmanıcı ne de en iyi tekniğe sahip kişi kendisidir. Alex’in bu sözleri, mütevazı kişiliğine bağlanabilir; fakat bu, onun ne kadar güçlü bir akli yetenek ve hakimiyete sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Çünkü hem beynine hem de bedenine kusursuz bir hâkimiyeti söz konusu… Nitekim o, “Neyi yapıp yapmayacağımı çok iyi bilirim.” ve “Tırmanış sırasında vücudumdan çok beynim yoruluyor.” sözleri ile bu zihinsel gücüne ilişkin ipuçlarını bizlere vermiş oluyor.

Alex Honnold, El Capitan’ın Yosemite Ulusal Parkı’ndaki Freerider’ında serbest solo tırmanışı. (National Geographic / Jimmy Chin)

Yapmış olduğu ciddi sponsorluk anlaşmalarıyla Alex Honnold, bugün dünyanın en çok kazanan tırmanış sporcusu durumundadır. Ancak buna rağmen o, yaşamını hala minibüsünde sürdürüyor. Senenin büyük bölümünü de dünyayı gezerek ve tırmanış yaparak geçiriyor. Ona, “en çok kazanan tırmanışçı” unvanını kazandıracak olan Yosemite tırmanışlarından önce senede 8.000 $ ile geçiniyordu. Yani para ve pul, hayatında ilk sırayı alan unsur değildir. Onun tek yapmak istediği, canı nereye isterse oraya tırmanmaktır. Deyim yerindeyse parayı bulduktan sonra da bizim milli piyango talihlilerinin (!) çoğu gibi kaldıramayacağı işlerin içine girmedi ve hayatında pek değişiklik yapmadı. An itibariyle yıllık gideri 15.000 $ civarındadır.  Alex, tam bir çevrecidir. Bu sebeple, misyonu çevre davaları için mücadele etmek olan bir vakıf kurdu ve senede 50.000Dolar’ını bu vakfa hibe ediyor. Bu rakam, kendi harcadığının üç katından bile fazla… Kaçımız acaba, parayı bulduktan sonra insan ve çevre faaliyetlerine harcadığımızdan daha fazlasını hibe edebiliriz.

Yapmış olduğu akla sığmayan tırmanışlar sebebiyle pek çokları ona “deli” gözüyle bakıyor. Acaba siz de mi bu genç adama “deli” gözüyle bakıyorsunuz.

Alex, gerçekten deli mi yoksa akıllı mı tartışılır belki, ama ondan hayat, sabır, azim, hırs, insanlık ve hedeflerimize ulaşmaya dair çok şeyler öğrenebileceğimiz muhakkak… Çünkü kafasına koyduğu hedefine; sabır, azim, hırs ve çok çalışarak ulaşmış; bu yolda korkularına meydan okuyarak aklına -delirme noktasına getirmeden- tam bir hakimiyet sağlamış; bu yorucu faaliyetlerin sonunda kazandığı parayı, kendi zevk ve sefasına harcamak yerine, sade bir hayat sürmüş ve kazandığının çoğunu hem kendi vicdanını rahatlatacak hem de yaşıtlarına, gençlere ve daha sonra geleceklere örnek bir model olmuştur.

Alex Hannold’un El-Capitan tırmanışını 360 derece kamera ile izleyin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
Yazarlar tarafından sitede yayınlanan tüm yazılar, resimler ve videolar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir.